Obeziteye farkındalık oluşturmak ve dikkati çekmek için belirlenmiş olan 4 Mart, “Dünya Obezite Günü” pek çok sağlık kurumunda bilinçlendirme etkinlikleri ile halka farkındalık sağlıyor.
Özellikle Covid-19 salgını ile birlikte daha da giderek daha da yaygınlaşan obezite, alınan enerji miktarını tüketilen enerji miktarından çok olması halinde yağ dokusunun artmasıyla bedende oluşan ihtiyaç dışı fazlalık hali.
Obezite tanısı nasıl konur?
Birincisi, beden kitle indeksi(BMI); Bu oran kilonun boyun karesine bölünmesiyle bulunur. Beden kitle indeksi sınıflandırılması şu şekildedir; BKI <18 ise düşük kilolu, 18-24 ise normal kilolu, 25-30 ise aşırı kilolu, 30-35 ise 1. Derece obez, 35-40 ise 2. Derece obez, >40 ise 3. Derece obez olarak adlandırılıyor.
İkinci tanı kriteri ise: Bel çevresi ölçümü. Bel çevresi ölçümünde kadınlarda 99cm, erkeklerde ise 104-112 cm geçmişse bu kişilere şişman tanısı konuyor.
Tüm vücudu olumsuz etkileyerek çeşitli hastalıklara yol açan obezite, hayatımız boyunca hangi yaşta olursak olalım sağlığımızı büyük tehdit altına alıyor. Bunlardan bazıları, insülin direnci, diyabet, hipertansiyon, kalp damar tıkanıklığı, hiperlipidemi. Vücut sistemine karşı zararlarının yanı sıra depresyon, kaygı bozuklukları, uyku bozuklukları, kişilik bozuklukları ve yeme bozukları gibi psikolojik rahatsızlıkları da beraberinde getiriyor.
Obezite, enerji alımı ve kullanımı arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıksa da ortaya çıkma nedeninde çeşitli faktörler etkilidir. Bu faktörler, genetik, çevresel ve diyete bağlı faktörlerdir.
Genetik faktörler: Obezite ile ilgili yapılan genetik çalışmalarda, vücudun enerji kullanımı, iştah, yağın vücudun belirli bölgelerine dağılımı, yağ hücre sayısı ve büyüklüğünün genlerle ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Çevresel Faktörler: Günümüzde, limitsiz, kolaylıkla elde edilen, oldukça ucuz, lezzetli ve kalorisi yüksek besinler oldukça fazladır. Bu koşullara düşük fiziksel aktiveli yaşam da eklenince obezite ortaya çıkmaktadır.
Diyete Bağlı Faktörler: Gelişen besin endüstrisinde, tüketime hazır yiyeceklerin öğünlerde fazlaca yer alması, öğle yemeklerinde ev yemeği yerine dışarıdan tüketilmesi, ayak üstü yapılan atıştırmalar ve yağ oranı yüksek diyetlerin obeziteye yol açtığı görülmektedir.
Obezitenin tedavisinde kullanılan yöntemler üç grupta değerlendirilerek bir yaşam planı oluşturulması gerekiyor.
1)Tıbbi Beslenme ve Egzersiz Tedavisi: Uygulanacak kişiye uygun kilo verme programları / diyetleri ve dengeli-düzenli beslenme ilkelerinin benimsenmesi tıbbi beslenmeyi desteklemektedir. Bunun yanı sıra yağ yakımına yardımcı olacak egzersizlerle birlikte obezite hastalığının önüne geçilebilir.
2) Davranış Değişikliği Tedavisi: Davranış değişikliği tedavisi, fazla yemek alımına neden olan olumsuz düşünceleri olumlu hale getirme tedavisidir. Tedavi basamakları sırasıyla, kendi kendini gözlemleme, uyaran kontrolü, alternatif davranış geliştirme, kendi kendini ödüllendirme, bilişsel yeniden yapılandırma ve sosyal destek olarak belirlenmiştir.
3)Cerrahi Tedavi: Obezitede cerrahi yaklaşım bariatrik ve rekonstrüktif cerrahi olmak üzere ikiye ayrılır. Bariatrik tedavide gastroplasti, gastrik bantlama, mide balonu gibi yöntemler kullanılırken rekonstrüktif cerrahide daha estetik amaçla ilerleyerek vücudun çeşitli bölgelerinde biriken yağ dokularının uzaklaştırılmasıdır.